google-site-verification=Ejwtz_XiDqzx2MTXv6iK-YeHaM9q1XfXEVmBPiSUeXA

BORSAYA YABANCI YATIRIMCI GELİR Mİ?

PROF.DR.DERVİŞ BOZTOSUN dboztosun@kayseri.edu.tr
ABONE OL

BORSAYA YABANCI YATIRIMCI GELİR Mİ?
Türkiye’nin borsası ve tahvil piyasası her dönem “yabancı gelir mi?” sorusuyla çalkalanır. Çünkü yatırımcı psikolojisi, yabancının varlığına bağlıdır: Yabancı varsa güven vardır, fiyatlar yukarı gider. Yabancı yoksa, yerli yatırımcı da sürekli bir tedirginlik yaşar.
Bugün dönüp baktığımızda tablo biraz karmaşık. Rakamlar cazip ama perde arkasında riskler var. Gelin birlikte bu resmi biraz büyütelim.
Piyasanın Fotoğrafı
Borsa İstanbul’un toplam piyasa değeri 366 milyar dolar. Tahvil piyasasının hacmi ise 219 milyar dolar. Kağıt üzerinde bakınca, Türkiye küçük bir pazar değil.
Ama detaylara indiğinizde farklı bir tablo çıkıyor. BIST’te yabancıların payı yüzde 37 görünüyor. QNB Finansbank’ın ağırlığını çıkardığınızda bu oran aslında yüzde 27’ye kadar düşüyor. Yani her dört hisseden üçü yerli yatırımcıların elinde. Tahvil piyasasında ise yabancıların payı sadece yüzde 6,5. Bu oran, “neredeyse yok” demek.
Daha da önemlisi, piyasada likidite çok sınırlı. Mesela, yalnızca 150 milyon dolarlık bir satış BIST’i yüzde 2 aşağıya çekebiliyor. Düşünün: Dünyanın büyük fonları için 150 milyon dolar, neredeyse “günlük çerez parası.” Tahvil piyasasında da günlük hacim 450 milyon dolar civarında. Böyle bir ortamda büyük fonlar ne girerken rahat eder, ne çıkarken.
Yüksek Getirinin Bedeli
Şimdi gelelim işin cazip tarafına. Türkiye, dünyanın en yüksek faizlerinden birini sunuyor. Tahvil faizleri yüzde 39,8. Banka hisseleri düşük fiyat/kazanç oranlarıyla öne çıkıyor. CDS primleri de 250–300 baz puan bandında. Yani kâğıt üzerinde bakarsanız, “risk primine göre yüksek getiri var” diyebilirsiniz.
Ama işte orada büyük bir “ama” var: Kur riski.
Yabancı yatırımcı dolarla hesap yapar. Siz yüzde 20 borsa getirisi elde etmişsinizdir ama TL yüzde 25 değer kaybettiyse, yabancı aslında zarar etmiştir. 2023’te yüzde 30 faizle tahvil alan yabancının, bugünkü yüzde 39,8 faiz ortamında 10 puan zararda olması bunun somut bir örneği.
Asıl Soru: Çıkış Kapısı Nerede?

Türkiye’ye 1 milyar dolar sokmak kolaydır. Bir fon yöneticisi düğmeye basar, bir günde bu para gelir. Piyasada kısa vadeli bir ralli görürüz, borsa yüzde 2-3 yükselir, tahvil faizleri düşer. Manşetler atılır: “Yabancı geri döndü!”
Peki ya çıkış?
Asıl sorun orada. Çünkü aynı 1 milyar dolar, çıkmak isterse BIST’i yüzde 10–15 aşağı çekebilir. Tahvil piyasasında günlük hacim 450 milyon dolarken, 1 milyar dolarlık çıkış demek faizlerin bir anda sıçraması demek. Üstelik yabancı satışları TL talebini azaltacağı için, kur da yukarı gider. Yani yabancı çıkarken yalnızca borsa ve tahvil değil, TL de darbe yer.
Neden Gelsin?
Peki bu risklere rağmen yabancı neden gelsin?
Üç sebep lazım: yüksek getiri, makul risk ve kolay çıkış.
Türkiye bunlardan sadece ilkini sağlıyor. Getiri yüksek ama risk de yüksek, çıkış kapısı da dar. Hukuki belirsizlikler, ani kararlar, öngörülemeyen politik süreçler de çabası.
Yine de Umut Var mı?
Bu tabloya bakıp “yabancı asla gelmez” demek doğru değil. Küçük ve orta ölçekli fonlar, volatiliteyi fırsat gören hedge fonlar Türkiye’ye gelir. Özellikle düşük yabancı payı, bazı yatırımcıların gözünde “burada hâlâ değer var” anlamına gelir. TCMB’nin sıkı para politikası sürerse, AB ile yakınlaşma ya da reform sinyalleri gelirse, yine girişler görebiliriz. Ama bunlar daha çok “dalgalar” halinde olur: gelirler, fiyatlar yükselir, sonra çıkışla sert düşüş yaşanır.
Yerli Yatırımcıya Not
Yerli yatırımcı için en önemli ders şu: Yabancı girişini kalıcı bir güven işareti sanmayın. Yabancı girerken sevindirir, çıkarken çok can yakar. Bugün 1 milyar dolarlık giriş piyasayı coşturur, ama aynı fon yarın çıkmaya karar verirse panik havası yaratır.
O yüzden dikkatli olun. Özellikle yabancıların yoğun ilgi gösterdiği bankacılık gibi sektörlerde sert hareketler kaçınılmazdır. Kur riskini de unutmayın. Yabancı satışının TL üzerindeki etkisi her zamankinden güçlüdür.
Sonuç
Türkiye piyasası bir “yüksek getiri – yüksek risk” sahası. Büyük fonların kalıcı şekilde dönmesi için makro istikrar, düşük enflasyon, güçlü hukuk ve öngörülebilir politika lazım. O gün gelene kadar yabancı yatırımcılar gelir, ama az gelir. Geldiğinde gürültü koparır, çıkarken de enkaz bırakır.

Yani bugünkü tabloyu şöyle özetleyebiliriz:
Evet, yabancı gelir ama kısa süreliğine. Girerken piyasayı uçurur, çıkarken ise sert bir fırtına koparır.