Mutluluk, Şükredebildiklerimiz Kadar Yakın
Zaman zaman hepimiz aynı duygunun içinde buluyoruz kendimizi:
Sahip olduklarımız yetmiyor gibi hissediyoruz.
Gözümüz hep başkasında…
Kimin neyi var diye bakarken, elimizdekini görmeyi unutuyoruz.
Bir başkasının hayatı daha renkli geliyor,
bir başkasının evi daha düzenli,
çocuğu daha uslu,
eşi daha anlayışlı,
işi daha huzurlu sanki…
Ve biz, gözümüzü sürekli başkalarının penceresinden dünyaya çevirince,
kendi manzaramızın güzelliğini fark edemez hâle geliyoruz.
Oysa çoğu zaman elimizdekiler, başkasının hayalini kurduğu şeyler.
Biz “sıradan” deyip geçtiğimiz şeylerle, bir başkasının duasına karşılık geliyoruz.
Birlikte içilen bir çayın sıcaklığı,
bir odada yanan loş bir ışık,
sıcacık bir ses tonu…
Belki farkında bile olmadan, büyük bir nimetin tam ortasında yaşıyoruz.
Ama insan, alıştığı güzelliği çoğu zaman göremez oluyor.
Her gün gördüğümüz yüzlere,
her akşam döndüğümüz eve,
aynı sofralara, aynı sessiz huzura…
alıştıkça kıymetini yitiriyoruz gözümüzde.
Ta ki bir şey eksilene kadar.
Belki hepimiz biraz yavaşlamalıyız.
Kıyaslamaktan, karşılaştırmaktan, hep daha fazlasını istemekten yorgun düştük.
Bazen bir adım geri çekilip, kendi hayatımıza dışarıdan bakmalıyız.
Ne çok şeye sahibiz aslında…
Ve çoğu zaman sadece hatırlamak yetiyor:
Bir nefesin, bir gülümsemenin, bir dost elinin ne kadar kıymetli olduğunu.
Hayat hızlı akıyor.
Sabah oluyor, akşam oluyor…
Bir bakmışsın mevsimler geçmiş,
fotoğraflar birikmiş ama yaşanmışlıklar eksik.
Çünkü o an orada değilmişiz;
aklımızda hep başka ihtimaller varmış.
Oysa her şey, elimizdeyken güzel.
Bir göz göze geliş, bir dokunuş, bir “iyi ki”…
Başkasının değil, bizim hikâyemiz kıymetli.
Gözümüz başkasınınkinde değilken,
gönlümüz elimizdekine razıyken…
Şükretmeyi unutmadan bakabildiğimizde güzelleşiyor dünya.
Belki bu yazı bir hatırlatmadır sadece.
Hayat, hep bir adım ötede değil.
Mutluluk, öyle büyük kapılardan girmiyor bazen…
Küçük bir odada, sıradan bir günde,
sevilen bir yüzün karşısında gizlenmiş duruyor olabilir.
Görmeye çalışalım.
Kıymetini bilelim.
Çünkü hayat, nazik ama sabırsız.
Elimizdeyken, tutmayı bilelim.
FACEBOOK YORUMLAR