CİHAN NİŞANCI

CİHAN NİŞANCI

CİHAN'DA BİR KÖŞE
cihannisanci@gmail.com

SANAL DÜNYALAR VE GERÇEK YALNIZLIKLAR

24 Haziran 2025 - 10:07

SANAL DÜNYALAR VE GERÇEK YALNIZLIKLAR
Cihan’da bir köşe tutmuşken, çağımızın en derin ve görünmeyen çığlığına değinmeden geçmek olmazdı: dijital yalnızlık.
Bir zamanlar insanlar göz göze konuşur, sesler yüzlere temas ederdi. Gülüşler aynı masada çoğalır, hüzünler omuzlarda dinlenirdi. Şimdi ise her şey Wi-Fi kadar güçlü, şarj kadar uzun ömürlü, ekran parlaklığı kadar sahte…
Bir bakıma hepimiz bir dijital rüyanın içindeyiz. Parmaklarımız ekranları kaydırırken, ruhumuzdan ne çok şey kayıp gidiyor aslında. Bildirimlerle yaşayan, sessiz kalınca huzursuzlanan, “çevrimdışı” kalınca korkuya kapılan bir çağın bireyleri olduk. Oysa gerçek dünya, ekranın dışında hâlâ bizi bekliyor. Belki biraz kırgın, biraz unutulmuş… ama hâlâ orada.
Sanal dünya bize konforu sundu, doğru. Dünyanın öbür ucuyla saniyeler içinde konuşabiliyoruz. Ama yanı başımızdakine dönüp bir “Nasılsın?” demeyi unuttuk. Çünkü yüz yüze gelmek cesaret ister. Göz göze bakmak samimiyet… Oysa bir ekran araya girdiğinde her şey daha kontrollü, daha steril, daha kolay… ve daha yalnız.
Artık dostluklarımız birer “story”, sevgilerimiz birer “like”, kavgalarımız birer “sessize alma” tuşu oldu. Kimse kimsenin gözünün içine bakarak üzülmüyor, kimse kimsenin elini tutarak teselli etmiyor. Kalp emojileri kalbin yerini aldı ama hiçbir dijital kalp, bir insan teninin sıcaklığına yaklaşamıyor.
Kabul edelim… Bağlantılarımız arttıkça, bağlarımız zayıfladı.
Peki neden böyle oldu? Belki de gerçek dünyada kırılganız, savunmasızız, anlaşılmamaktan korkuyoruz. Sanal dünya bize maske sundu. Filtrelerle güzelleştik, kelimelerle kahramanlaştık. Ama ruhumuz, gerçekliğin dışına itilmiş bir çocuk gibi, sessizce bir köşede ağlıyor.
Oysa her insanın yüreği dokunulmayı bekler. Birinin sesiyle değil, varlığıyla sarmalanmayı ister. Ve hiçbir yapay zeka, bir annenin dokunuşu kadar iyileştirici olamaz.
Bu yazıyı okurken belki gözünüzün önüne birileri geldi. Belki uzun süredir yüz yüze görüşmediğiniz bir dost, belki aynı evde yaşayıp birbirine yabancılaşan bir aile ferdi… Şimdi telefonu bırak. Ekranı kapat. Kalk ve yanına git. Bir çay koy. Sessizce otur, gözünün içine bak. Sadece var ol. O an, her şeyin başlangıcı olabilir.
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum